Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Zafer İŞERİ

“Mutlak Butlan Gölgesinde CHP Kurultayı”

Türkiye’nin ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), siyasi niteliği dışında bu sefer kendi iç yapısına dair açılan dava ile gündeme geldi. Kurultayın iptali talebiyle açılmış olan dava, 30 Haziran 2025’te Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Dava aynı zamanda Türk hukuk sisteminin siyasi partilere yönelik sınırlarına ve hukuki sürecin hükümsüzlüğü hallerine dair önemli bir tartışmayı sürdürüyor.

Davacı taraf, CHP’nin son genel kurultayının iptalini talep etmekte ve mevcut yönetim organlarının görevden alınması için geçici hukuki koruma (tedbir) önlemi istemektedir.

Bu talepler, kurultayın hukuka aykırı olduğu ve mutlak butlanla hükümsüz olmasının gerektirdiği iddiaya dayanmaktadır.

Mutlak butlan medeni hukukumuzda işlemin en temel unsurlarının yok sayılması halinde ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca davacılar, kurultay öncesi yönetim organlarının, yani CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve dönemindeki Merkez Yönetim Kurulu, Parti Meclisi ve Disiplin Kurulu’nun yeniden görevlendirilmesini talep etmektedir.

Bu talep, dava sürecinin yalnızca kurultayın iptaline dair değil, aynı zamanda parti yönetiminin meşruiyetine yönelik kararlı bir tartışmayı tetiklediğini de göstermektedir.

30 Haziran 2025 tarihinde görülen duruşmada, mahkeme esasa ilişkin bir karar vermemiş; bunun yerine, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davadan gelecek görevsizlik kararının kesinleşmesi beklenmek üzere davayı 8 Eylül 2025 tarihinde erteledi.

Bu durum, Türk hukuk sisteminin usulen takip edilmesi sürecinde zorluklar ortaya çıkarırken, dava sürecinin değişmesinin parti içi dinamikler ve kamuoyunda yaratacağı belirsizliği de arttırmaktadır.

CHP Genel Kurultay Davası, yalnızca bir iptal durumunun ötesinde, Türk hukuk politikasının hükümsüzlük hallerinin uygulanması ve yargının siyasi partilere müdahale sınırının sorgulatan bir niteliktedir.

İptal, hukuken geçerli olarak doğmuş bir işlemin, mahkeme kararıyla geçmişe etkili bir şekilde hükümsüz hale getirilmesidir.

Buna karşılık yokluk veya mutlak butlan, işlemin zaten başlangıçtan hukukî sonuç doğuramayacak nitelikte olduğunu ifade eder.

Bu ayrımlar, yalnızca hukuki tekniklikler değil, aynı zamanda bir siyasi partinin meşruiyetine, iradeye ve temsile yönelik yargısal müdahalenin temelini oluşturan araçlardır.

Mahkemenin bu kavramları nasıl yorumlayacağı, dava sürecinin sonucunu belirleyecektir. 8 Eylül 2025 tarihinde devam edecek olan bu dava, yalnızca CHP için değil, Türkiye’nin demokratik değerler açısından kritik bir dönüm noktasıdır.

Av. Zafer İŞERİ
Hukukçu

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER