Özgür Özel’den kurultay davasına ilişkin açıklama: “Hukuken mümkün değil”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38’inci kurultayının iptali ve parti idaresinin vazifeden uzaklaştırılması talebiyle açılan davanın bir sonraki duruşması 30 Haziran’da görülecek.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önümüzdeki hafta görülecek davaya ait konuştu.

“30 HAZİRAN’DA BİR ŞEY OLMAZ”

Halk TV yayınına katılan Özel, “30 Haziran’da bir şey olmaz. Hukuken olmaz, mümkün değil. Lakin kim ne yapmaya çalışırsa çalışsın CHP’yi asla ve asla müfterilerin, iftiracıların, meczupların karıştırmasına müsaade vermeyeceğiz.” dedi.

“BUTLAN MÜMKÜN DEĞİL”

Davanın öteki bir tarihe ertelenmesini beklediklerini söyleyen Özel, “O tarihten sonra diğer bir tarihe ertelenecektir. Eninde sonunda da bir sonuç doğurmadan mahkeme bitecektir.” diye konuştu.

Söz konusu davayla birlikte süreç odaklı bir türbülans oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Özel, sonucunda bir şeyin elde edilemeyeceğini, partiye kayyum atamasının ve butlan yapıp seçimlerin iptal edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

KİPTAŞ SAVLARINA RET

Özel, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda KİPTAŞ’tan 100 konutun oy karşılığı verildiği tezlerinin gerçek olmadığını söyledi.

Partinin en güçlü vilayet başkanının İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik olduğunu lakin onun da hala kirada oturduğunu ve konutu olmadığını aktaran Özel, “Bir tane delegeye KİPTAŞ’tan oy karşılığında mesken verildiği, bir tane ispatlasınlar göreyim. İspatlarlarsa ben haysiyetsizim, ispatlamayan haysiyetsizdir. Bu kadar yüzsüzlük olmaz. 100 tane daireyi açıklayın, yarın istifa edip gitmem gerekir.” diye konuştu.

Yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının akabinde İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı vazifesinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu için “Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi” kurduklarını belirten Özel, şöyle devam etti:

“Dışarıda olsa başında kendi olacak. Şu anda onun yerine 3 kişilik uyum takımı kurduk. Kümeden Bülent Tezcan ve partinin genel sekreterini görevlendirdim. Kendisi de takımından Serkan Özcan’ı görevlendirdi.

Üçlü bir uyumla partiyi, meclis kümesini ve tüm danışmanları koordine eden bir halde, Türkiye’yi nasıl yöneteceğimizi hazırlayıp göstereceğimiz, birincisini Ankara’da büyük bir programla açacağımız, sonra da 81 vilayet, 973 ilçeye yayılacağımız seçim kampanyasına hazırlanıyoruz.”

Özgür Özel, şu ana kadar 28 miting yaptıklarını, yaz boyunca, arkadaşları hür kalana kadar bu programların süreceğini ve temmuz sonuna kadar da nerede miting yapacaklarını belirlediklerini anlattı.

“BİR AN EVVEL YARGILAMA BAŞLASIN”

Ekrem İmamoğlu hakkındaki iddianamenin bir an evvel yazılması gerektiğini lisana getiren Özel, “Daha öbür kanıt toplayacaksa onu da ek iddianameyle yapsın. Fakat bir an evvel bu iddianameyi yazsınlar, yargılama başlasın. Zira ‘silahların eşitliğine’ gereksinim var, şu anda yok. Lakin iddianamenin yazılması ve kabulüyle birlikte bu iş bitecek, ‘silahların eşitliği’ ortaya çıkacak. Savcı ile avukatın eşit güçte olduğu, kanıtları birlikte tartıştıkları bir ortam gelecek.” tabirlerini kullandı.

FATİH ALTAYLI’NIN TUTUKLANMASI

Fatih Altaylı’nın tutuklanmasını da kıymetlendiren Özel, Altaylı’nın bir açığının arandığını söyledi.

KILIÇDAROĞLU’NA MEKTUP

Özgür Özel, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu ile cezaevinde görüşmesinin akabinde kendisinin yaptığı açıklamanın Kılıçdaroğlu’nun avukatınca yalanlanmasını kıymetlendirerek, “Kemal Bey’in avukatı olan bir arkadaş çıktı, yine bir tartışma başlatmak üzere abuk sabuk bir açıklama yaptı. Adam butlan olsun diye uğraşıyor. Güya ‘Kurultayda şaibe varmış’ der üzere. İnanamıyorum, yapılan sorumsuzluğa.” diye konuştu.

Ekrem İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na mektup yazıp bu avukatın ne yapmaya çalıştığını kendisine sorduğunu aktaran Özel, şunları kaydetti:

“O avukat arkadaşın şöyle bir kederi var. Geçmişte Kemal Bey’in davalarını görmek için partiden ödeme alıyormuş. Bizim devirde de çok uzun mühlet aldı. Sonra davalar azaldı. Benim avukatıma bir lira ödemiyoruz. Bir partinin genel liderini savunmak için para alınır mı?

Bu arkadaş partiden bir ödeme alıyormuş. Partinin zati imkanları dar, sıkıntımız çok. Belirli bir yerden sonra ‘Ödeme yapamayacağız.’ dedik. Artık partiye düşmanlık için bu türlü işler yapıyorlar. Bana geldi, ‘Sizi de savunayım, ben sizi severim.’ dedi.

Geçmişte de çok nazik bir bağımız vardı. Birbirimize bir kez kötülük yapmamışız. On yıldır partiden maaş almış, beni savunmak için partiden para istiyor. Ben de ‘Böyle bir şey yok arkadaş, benim avukatım var.’ dedim. Benim avukatlarım bugüne kadar partiden bir kuruş para almadılar, almayacaklar. Bunun üzerinden düşmanlık yapıp Kemal Bey ile Ekrem Bey ortasında konuşulan şeyi dışarıda yalanlıyor.”