Nöbetçi Eczaneler
Binlerce Çinli bebeğin yurtdışındaki ailelere evlatlık verilmesiyle ilgili “karanlık gerçeğe” dair ayrıntıları kaleme alınan yeni bir kitap ortaya çıkardı.
Daily Mail’in haberine nazaran, ABD ve İngiltere’deki çocuksuz çiftlere evlatlık verilen Çinli çocuklar, anne ve babalarının kendilerini istemediğine inandırılmış olsa da aslında asıl gerçek birçok vakit bundan daha karanlıktı. Buna nazaran, Çin devleti bebekleri “kelimenin tam manasıyla annelerinden koparmıştı” ve bu bebekler daha sonra İngiltere ve ABD’deki çocuksuz çiftlere satılmıştı.
Bu şahıslardan biri de Fu Lian Doble isimli bayandı. Anne ve babası tarafından terk edildiği söylenen bayan, şimdi bebekken bir bankanın dışına bırakılmıştı. En azından onu alan yetimhanenin kayıtları buna işaret ediyordu. Fu’yu daha sonra İngiliz bir çift evlat edindi. Fu ise sonrasında bunun “neredeyse muhakkak bir yalan” olduğunu keşfetti zira kelam konusu yetimhanenin bebekleri satın aldığı, akabinde da yurtdışına sattığı anlaşıldı.
ABLASI FU’YA ULAŞTI, AKIL KARIŞIKLIĞINI BEBEKLİK FOTOĞRAFI ÇÖZDÜ
Fu’nun 30 sene boyunca bu halde yurtdışına gönderilen 150 bin kadar Çinli çocuktan biri olduğu düşünülüyor. Bu uygulamanın ardında ise Çin’in “tek çocuk politikasının” olduğu söz ediliyor.
Bugün İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’nde pazarlama ve bağlantı alanında çalışan Fu, gazeteye yaptığı açıklamada, kendisinin de gerçek kökenini keşfetmek istediğini, akabinde kendisini arayan Çin’deki ablasından bir ileti aldığını anlattı.
“Aklım karışmıştı. Ablam yoktu. Neler oluyordu?” diye konuşan Fu, ablasındaki bebeklik fotoğrafının yetimhane tarafından kendisini evlat edinen aileye verilen fotoğrafı ile birebir olduğunu gördü.
Geçen yaz gerçekleşen bu olayın akabinde kapsamlı DNA testleri yapıldı ve bayan evvel görüntü konferans yoluyla, akabinde da nisan ayında şahsen Çin’in Hunan eyaletindeki gerçek ailesinin meskeninde onlarla bir ortaya geldi.
“YETKİLİLER MESKENİ BASTI, ÇOCUĞU ALIP GÖTÜRDÜ”
Fu’nun nasıl olup da yetimhaneye verildiği ise şimdi netlik kazanmadı. Bayanın gerçek anne ve babası, kırsal bir bölgede yaşayan fakir insanlardı. Fu ve ikizi, teyzesinin konutunda gizlice dünyaya getirilmişti. İkizi ölmüş, annesi ise doğum sırasındaki komplikasyonlara karşın hayatta kalmayı başarmıştı. Fu, daha sonra bir komşusuna emanet edilmişti. Komşusunun Çin’in “doğum denetim yetkililerinden” duyulan dehşet sebebiyle mi yoksa para karşılığında mı bebeği yetimhaneye verdiği ise şimdi netlik kazanmadı. Annesinin elinde ona dair kalan tek şey ise bir bebeklik fotoğrafıydı.
Daily Mail’e nazaran, Fu’nun kıssası, Barbara Demick’in “Bambu Korusunun Kızları” kitabında hikayesi anlatılan Fangfang’ın öyküsüne çok benziyordu. Fangfang şimdi 2 yaşında bile değilken Çinli yetkililer konutlarını basarak onu teyzesinden almıştı. Teyze, kız kardeşi için bu kız çocuğu saklamaya çalışıyordu.
Aynı vakitte gazeteci olan Barbara Demick’in kitabında Fangfang’ın ailesinin kızlarının izini sürme öyküsü anlatılıyor. Buna nazaran, Fangfang, 1979-2012 yılları ortasında Çin’de “el konuşan” binlerce bebekten biriydi.
İddiaya nazaran, yetkililer evvel çocukların kimsesiz olduğunu gösterecek halde evraklarda sahtecilik yapmış, akabinde evlatlık verme fiyatlarını yetimhaneler ile birlikte ortalarında bölüşmüştü. Çin devletine nazaran, Fangfang’ın anne ve babası, seri suçlulardı. Halihazırda iki kız çocukları vardı ve ikinci çocukları doğduğunda cezayı ödeyemedikleri için konutlarının bir kısmı ceza olarak yıkılmıştı.
Fangfang’ın annesi üçüncü defa gebe kaldığında korktu lakin yeniden de bebeği doğurmaya karar verdi. Bayan, konutlarının yakınlarındaki bambu korusunda ikiz bebeklerini dünyaya getirdi. Teyzesi ve eniştesi Fangfang’ı saklamak için alsa da durum ortaya çıktı ve çocuğu ABD’nin Teksas eyaletinde bir çift evlat edindi. Fangfang’a Esther ismi verildi. Bayan, fakat yetişkin olduğunda Demick’in de yardımıyla gerçek ailesiyle tekrar temasa geçebildi.
Çin’deki “tek çocuk politikası” 1979 yılında “nüfus kontrolü” için hayata geçirilmiş, akabinde 2016 yılında “iki çocuk”, 2021 yılında ise “üç çocuk” siyaseti halini almıştı.