Nöbetçi Eczaneler
Ortadoğu yeniden bir savaşın eşiğinde. İsrail’in İran’a yönelik son saldırıları, yalnızca bir devletin egemenliğini hedef almıyor; aynı zamanda bölgesel dengeyi ve yükselen yeni güç merkezlerini de hedef alıyor. Bu bağlamda asıl soru şu:
İran bahanesiyle kurulan bu stratejik oyunda asıl hedef Türkiye mi?
Trump Yönetimi Saldırıları Onayladı: Yeni Dönemin Doktrini
ABD Başkanı Donald Trump, göreve gelir gelmez İsrail’e açık çek verdi. İran’a yapılan son saldırılar sonrası yaptığı açıklamada “İran’a karşı bu tür güçlü adımlar gerekliydi” dedi ve “Ortadoğu’daki tehditlerin kökü kazınmalıdır” ifadeleriyle operasyonlara tam destek sundu.
Ancak Trump’ın bu sözleri sadece İran’a değil, bölgedeki bağımsız güç odaklarına da bir mesajdı. Türkiye gibi NATO içinde yer almasına rağmen kendi jeopolitik oyun planını çizen ülkeler, Trump’ın gözünde tehdit olarak görülüyor olabilir.
Trump’ın 2025’te yeniden iktidara gelişi, İsrail’in cesaretini perçinlemiş durumda. Ve açık konuşmak gerekirse, bu durum sadece İran’a değil, Türkiye’nin yükselişine karşı da bir dengeleme operasyonudur.
İran Düşerse, Türkiye Kuşatılır mı?
İran’ın zayıflaması ya da parçalanması demek:
- Suriye ve Irak’ta istikrarsızlıkların derinleşmesi,
- Terör koridorlarının yeniden canlanması,
- Türkiye’nin doğudan kuşatılması,
- Milyonlarca mültecinin Türkiye’ye yönelmesi demek.
Yani İran’ın devrilmesi, zincirleme biçimde Türkiye’yi sarsacak bir süreci tetikler. Bu yüzden bu saldırıların sonunda asıl hedef Türkiye’nin etki alanını sınırlandırmak, elini kolunu bağlamaktır.
Erdoğan ve Bahçeli: “Türkiye Oyunu Görüyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saldırılara ilişkin net konuştu:
“Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmeye çalışanlara geçit vermeyiz” dedi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli ise daha da sertti:
“İran’a yapılan operasyon bir yönüyle Türkiye’ye verilmiş sinsi mesajdır” diyerek tabloyu özetledi.
Bu açıklamalar, Türkiye’nin oyunun farkında olduğunu ve asla edilgen kalmayacağını gösteriyor.
Savunma Sanayi: İsrail ve ABD’nin Ezberini Bozan Türkiye
Bugün Türkiye’nin savunma sanayii yalnızca iç güvenlik için değil, bölgesel caydırıcılık için de büyük bir güç.
Kaan savaş uçağı göklerde, TCG Anadolu denizlerde, Bayraktar TB3 ve Akıncı gökyüzünde, SİPER ve HİSAR füzeleri cephede…
İsrail ya da ABD’deki bazı akıl hocaları “Türkiye’yi de dize getiririz” diye hayal kuruyorsa, o hayal artık kabusa dönüşebilir. Çünkü:
İsrail Türkiye’ye saldırırsa, başına ne geleceğini çok iyi biliyor.
Bu artık 90’ların Türkiye’si değil; kendi sistemini, füzelerini, yazılımını, istihbaratını üreten milli bir güç.
Trump Ne Yapmak İstiyor?
Trump’ın Ortadoğu yaklaşımı basit değil. Hem İsrail’in güvenliğini mutlaklaştırıyor, hem de enerji kaynaklarını kontrol altında tutmak istiyor.
Ama Türkiye bu oyunun dışına çıkıyor. Kendi doğalgazını buluyor, TANAP gibi projelerle enerji hatlarını kuruyor, Karabağ’da sahaya iniyor, Somali’de üs açıyor.
Trump’ın planı net:
Bölgeyi iki kutba ayırmak ve Türkiye’yi bu kutupların dışında tutmak.
Ama unuttuğu şey şu: Türkiye artık kutup değil, merkez ülke.
Sonuç: Türkiye Hedef mi? Belki. Ama Türkiye Aynı Zamanda Hesapları Bozan Güç
İsrail’in İran’a saldırısı, sadece Tahran’a yönelik değildir. Türkiye’yi dengelemek isteyenlerin provasıdır. Ama Türkiye artık bu senaryoları ezberlemiş durumda.
Bu ülke sadece savunma sanayisiyle değil, aklıyla, diplomasisiyle, halkının ferasetiyle hedef olmaktan öte oyun kurucu konumundadır.
Ve herkes bilmeli:
Türkiye’yi hedef alan her kurşun, bölgesel barışı da hedef alır.
Ama asıl olan şudur:
“Türkiye’ye yönelen tehdit, sahibine geri döner. Ve bu kez sadece karşılık verilmez; denge tamamen değişir.”
Gökhan ÖZBEK
GasteTV.com Genel Yayın Yönetmeni
YORUMLAR