Nöbetçi Eczaneler
Türkiye orman yangınlarıyla adeta savaş verdi.
Ekiplerin ve istekli yüzlerce vatandaşın çabasıyla birçok noktadan yükselen alevler denetim altına alındı.
Hala devam etmekte olan yangınlara ise müdahale ağır halde sürdürülüyor.
90 BİN HEKTAR ALAN KÜL OLDU
Türkiye, doğal yahut insan kaynaklı sebeplerden çıkan bu yangınlarda büyük kayıplar verdi.
Yayımlanan çarpıcı bir tahlil, yurtta 27 Haziran-28 Temmuz 2025 tarihleri ortasında yaşanan orman yangınlarının yol açtığı yıkımı gözler önüne serdi.
Rapora nazaran, bu periyotta çıkan yangınlarda yaklaşık 90 bin hektar ormanlık alan yok oldu.
12 BİN 752 FUTBOL ALANINA EŞ BEDEL BÜYÜKLÜKTE
Bu alan, İstanbul’un en kalabalık ilçesi Esenyurt’un yüzölçümünün 21 katına ve yaklaşık 12 bin 752 futbol alanına muadil bir büyüklüğü temsil ediyor.
Bu kaybın boyutu, hem ekolojik hem de ekonomik açıdan önemli bir felaketin göstergesi olarak bedellendiriliyor.
YANGININ BOYUTU VE ETKİLERİ
Türkiye, 2025 yazında rekor sıcaklıklar ve güçlü rüzgarların tesiriyle orman yangınlarında büyük bir artış yaşadı.
Yangınlar bilhassa Akdeniz ve Ege bölgelerinde ağırlaşırken, İzmir, Antalya, Muğla, Bursa ve Bilecik üzere vilayetler en fazla etkilenen bölgeler ortasında yer aldı.
Ayrıca, tarım alanları, yerleşim yerleri ve ekosistemdeki canlılar da büyük ziyan gördü.
YANGINLAR, BİRÇOK ÇEVRESEL PROBLEMLERE YOL AÇABİLİR
Bu, sırf bir ayda yaşanan kaybın büyüklüğünü ortaya koyarken, yangınların ekolojik istikrar üzerindeki uzun vadeli tesirleri uzmanlar tarafından kaygıyla takip ediliyor.
Orman kaybı, biyolojik çeşitliliğin azalması, karbon emisyonlarının artması ve erozyon riskinin yükselmesi üzere önemli çevresel problemleri beraberinde getiriyor
UZMANLARDAN ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI
Uzmanlar ve etraf örgütleri, yangınların artan sıklığı ve şiddetinin iklim değişikliğiyle direkt kontaklı olduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin Akdeniz iklim jenerasyonunda yer alması, ormanlarını yangınlara karşı bilhassa hassas hale getiriyor.
İnsan kaynaklı yangınların oranı çoğunlukta olup, bu durum halkın bilinçlendirilmesi ve önleyici önlemlerin artırılması gerektiğini ortaya koyuyor.
