Uçak kazasında gizem genişliyor: Pilotların ruh sağlığı mercek altında

Hindistan’da Air India uçağının düşmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada, pilotlardan birinin depresyon ve ruh sıhhati problemleri yaşadığı tezleri üzerine sıhhat kayıtları mercek altına alındı.

Tecrübeli kaptan pilot Sumeet Sabharwal, 8 bin 200 saatten fazla uçuş tecrübesiyle, uçağı kullanan kişiydi. Feci kaza, 241 yolcu ve yerdeki 19 kişinin daha vefatına yol açtı.

Boeing 787 Dreamliner tipi uçak, kalkıştan saniyeler sonra motorlara yakıt akışını sağlayan iki düğmenin kapatılması sonucu güç kaybederek Ahmedabad’daki bir yerleşim alanına düştü.

Yakıt düğmeleri, üzerlerinde bulunan “kilit mekanizması” nedeniyle kazara kapatılabilecek kolay tuşlar değil.

KAPTAN PİLOTUN RUH SIHHATİ İNCELEME ALTINDA

Kaza sonrası soruşturmalarda kaptan pilotun davranışları da incelenmeye başlandı. Hindistan’ın önde gelen havacılık güvenliği uzmanlarından Kaptan Mohan Ranganathan, Air India’daki “birçok pilotun”, Sabharwal’ın ruh sıhhatiyle ilgili sıkıntılar yaşadığını öne sürdüğünü belirtti.

The Daily Telegraph’a konuşan Ranganathan, “Son 3-4 yıl içinde uçmaktan bir müddetliğine geri çekildi. Bu süreçte tıbbi müsaade kullandı” dedi.

Sabharwal’ın ayrıyeten annesinin vefatından sonra yas müsaadesi kullandığı, fakat Air India tarafından kazadan evvel “uçuşa uygun” olarak değerlendirildiği söz ediliyor.

“TAM MANASIYLA BİR CENTİLMEN”

Mumbai’nin Powai bölgesinde vazife yapmış eski bir meslektaşı, Sabharwal’ı “tam manasıyla bir centilmen” olarak tanımlayarak, birkaç yıl içinde emekli olmayı planladığını ve 90 yaşındaki babasına bakmak istediğini söyledi.

Kısa mesleğinde 3 bin 400 saati aşkın uçuş deneyimine sahip yardımcı pilot Clive Kunder’ın ise kalkış sırasında uçağı kullandığı, kaptan pilotun gözetmenlik yaptığı belirtildi.

Air India bahse dair yorum yapmazken, ana şirketi Tata Group’tan bir yetkili, Sabharwal’ın rastgele bir tıbbi müsaade kullanmadığını ve ön raporda önemli bir bulguya rastlanmadığını belirtti. Yetkiliye nazaran, her iki pilot da son iki yıl içinde psikofiziksel yeterliliği pahalandıran Sınıf I sıhhat muayenesini geçmişti.

Hindistan makamları tarafından yayımlanan ön rapor, pilotun bu düğmeleri neden manuel olarak kapattığı sorusunu gündeme getirdi.

Bu hareketin kasıtlı mı yoksa ölümcül bir kusur mı olduğuna dair netlik sağlanamadı. Raporda, kokpit ses kayıtlarında pilotlardan birinin başkasına “Neden kapattın?” diye sorduğu, öbür pilotun ise “Ben kapatmadım” cevabını verdiği belirtildi.

Normal kaidelerde yakıt düğmeleri uçuşun makul basamaklarında açılıp kapatılıyor. Lakin bu uçuşta, kalkıştan çabucak sonra yakıt kesilmiş ve iniş ekipleri da kaldırılmamıştı.

Düğmeler saniyeler sonra tekrar “çalışır” pozisyona getirildi, bu da motorların yine ateşlenme sürecini başlattı. Lakin motorlardan biri güç kazanamadan, başkası ise güçlenme basamağındayken uçak yere çakıldı. Kaza yerinde yapılan incelemede düğmelerin açık konumda olduğu tespit edildi.

Rapora nazaran, uçuş öncesinde her iki pilot da kâfi dinlenme mühleti geçirmişti ve alkol testi sonucunda “uçuşa uygun” bulunmuşlardı.

Bazı kazazede yakınları pilotların hatalı olduğu tarafındaki algıya karşı çıkıyor. Kurbanlardan biri olan Akeel Nanabawa’nın yakını Ameen Siddiqui, The Telegraph’a konuştu.

Yaptığı açıklamada, “Bu raporu kabul etmiyoruz. Bu bir örtbas. Air India ve hükümeti korumak için meyyit pilotları suçluyorlar. Kendilerini savunamazlar” dedi.

ABD Federal Havacılık Yönetimi (FAA), Aralık 2018’de kimi Boeing 737 uçaklarında yakıt düğmelerinin kilit sisteminin devre dışı bırakılmış olabileceğini açıklayarak bir ikaz yayımlamıştı.

FAA, bu durumda düğmelerin kazara kapatılabileceği konusunda uyarmış ve denetimlerin yapılmasını önermişti. Lakin Air India, bu bildirimin bağlayıcı olmadığını ve sırf “danışma niteliğinde” olduğunu savunarak denetimlerin yapılmadığını açıkladı.