Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Zafer İŞERİ
Zafer İŞERİ

Yeniden Başlayan Çözüm Sürecinde Yeni Türkiye

2025 yılı itibarıyla Türkiye’de PKK ile hükümet arasında, 2013–15 dönemindeki başarısız barış girişiminin ardından yeni bir çözüm süreci başlatıldı.

Bu ‘ikinci çözüm süreci’, iç siyaset ve bölgesel dengelerdeki değişimlerin ardından yeniden canlanırken, kamuoyunda bir tarafta umut yaratırken diğer tarafta ilk çözüm sürecinin başarısızlığı sonucunda ödenen bedellerin tekrarlanma ihtimali korku ve endişe yarattı.

Sürecin fitilini, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te TBMM’de yaptığı “Abdullah Öcalan’a konuşma çağrısı” ile ateşlendi.

Bu çağrı, tüm siyasi dengelerde sürpriz bir kırılmaya işaret ederek “ikinci bir çözüm sürecinin” kapısını araladı.

2024 sonunda DEM Parti öncülüğünde başlayan görüşmeler yoğunlaştı. Aralık 2024–Şubat 2025 arasında üç kez İmralı’ya heyet gönderildi.

27 Şubat 2025’te Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” mesajı kamuoyuna yansıtıldı; bu çağrıda PKK’nın örgütsel yapısını feshetmesi ve silah bırakması istendi.

Öcalan’ın çağrısının ardından PKK, 1 Mart 2025’te tek taraflı ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Bu, sürecin ciddiyetinin ilk somut göstergesi oldu.

Aynı dönemde DEM Parti heyetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında temaslar başladı. 5–7 Mayıs 2025 tarihleri arasında PKK 12. Kongresi’ni topladı.

Kongrede, örgütün silahlı kanadını feshetme, silahları bırakma ve siyasi-legal alana geçiş kararı alındı. 12 Mayıs’ta bu karar resmen ilan edildi.

Hükümet adına AKP Sözcüsü Ömer Çelik süreci “terörsüz Türkiye hedefi” bağlamında karşıladı ve adımları “titizlikle takip edeceklerini” belirtti MHP de bu durumu “tarihi fırsat” olarak nitelendirdi.

Şüphesiz sürecin ilerlemesinde karşılaşılacak birçok zorluk olacaktır.

Bunlar toplumda taraflar arasındaki güven eksikliğinden kaynaklı silahların teslimi örgüt üyelerinin dönüşü gibi kritik noktalardır.

Bu hususla ilgili siyasi uzlaşı ve şeffaflık içerisinde TBMM tüm partilerin katılımıyla yasal ve kurumsal çerçeve oluşturmalıdır aksi takdirde mevcut süreç birinci çözüm sürecinde olduğu gibi toplumda karşılığı olmayan bir harekete dönüşecektir.

Tüm bu ulusal sürecin yanında aynı zamanda jeopolitik öneme sahip vatanımızda ikinci çözüm sürecinin uluslararası anlamda da olumlu-olumsuz sonuçları olacaktır.

Suriye, Irak ve uluslararası dinamiklerle olan ilişkiler de süreci doğrudan etkileyecektir.                                                                                                                                               

2025 sürecinin en dikkat çekici yönlerinden biri de, ilk kez PKK’nın kendini feshetme yönünde manevi bir gösteriyle silahları yakarak silah bırakma kararı almasıdır.

Bu, olumlu bir kırılma olarak değerlendirilebilir.

Ancak bu kararı fiili ve kalıcı barışa dönüştürmek; siyasi güven tesisine, hukuki reformlara, ekonomik gelişmelere ve bölgesel istikrara bağlıdır.

Bu süreç, hem devlet hem toplumsal barış için tarihi bir fırsat sunuyor.

Ancak, başarıya ulaşması üçüncü bir aktör olarak “toplum”un desteğine, yasama-karar alma mekanizmalarına ve bölgesel istikrara endekslidir.

Aksi halde, geçmiş deneyimlerde olduğu gibi, yeniden çatışmalı ortam kaçınılmaz olabilir.



Av. Zafer İŞERİ
Hukukçu

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER